24 Kasım 2009 Salı

Seçenek Karmaşası

Eminim hepimiz birçok defa fazlasıyla var olan seçeneklerin karar aşamasındaki sıkıntılarını yaşamışızdır. Bazen hayat öyle bir hal alır ki, aslında sadece bizim menfaatimize olabilecek olumlu seçenekler dahi üzerimizde büyük bir yük hissettirir, kafamızın içinde gezinen soru işaretleri artar ve aslında yaşamak istediğimiz ruh halini dahi yaşayamaz hale geliriz. Hatta bazen içimizdeki stres ve baskının giderek arttığını büyük bir acıyla hissederiz. Gelin daha somut kavramlarla yaklaşalım olaya;

Örneğin az önce babanız aradı ve hiç beklemediğiniz bir anda size sorgusuz-sualsiz bir teklifte bulundu ve teklifi şuydu : ” Yarın sabah 15000 TL banka hesabına yatırıyor. O parayı çekip ve üç gün içerisinde sadece kendinize ait olacak, istediğiniz marka arabanın istediğiniz bir modelini satın almanızı istiyor o parayla.” Fakat şartlar belli. Birincisi fiyat kesinlikle 15000 lira olmalı, ikincisi ise süre asla uzatılamaz.

Böyle bir durum içerisinde olsanız ne yaparsınız? Burada kimilerinin aklından geçen ilk düşünce şuydu; Hemen birkaç galeriye gidip beğendiği arabayı almak. Ben bu arkadaşlara hayatta başarılar dileyip, onları yaratıcı fikirleriyle baş başa bırakmayı tercih ediyorum.
Gelelim bu olaydaki asıl ruhu yakalamaya. Aynı sizler gibi bende düşündüm ve açıkçası tam “ne yapabilirim?” aşamasında elim ayağıma dolandı derken birden, kendime “Dur!” dedim. Ortada aslında hiçte panik yapacak bir durum olmadığını fark ettim. Hemen sanal ortamda bir piyasa araştırması yapıp, sevdiğim marka-model seçeneklerini incelerken sabaha kadar işi yarıladım. Ertesi gün yapılabilecek detaylı bir araştırmayla kendime ve parama uygun arabalar çıkardım, sahiplerini aradım, ve bir sonraki gün ise, içlerinden bana en uygun olan aracı seçerek satın aldım, resmi işlemleri tamamladım. Tabi bu aşamalar sadece şu anda yarattığım bir hayal ürünüydü. Gördüğümüz gibi üzerinde sıkı çalışılan, mutlak başarıya ulaşılabilme çabasıyla planlanan başarılı bir koordinasyon çalışmasıyla her şey çözüme ulaşılabilir hale gelebiliyor. Aynı zamanda bu pozisyonda birçok soyut ve somut kazançlar elde edilebilir. Örneğin bineceğiniz araba maddi olarak olmasa da manevi olarak sizin emeğinizle oluşturulmuş, daha ucuza mal edilmiş, standartlarınıza uygun, keyifle kullanabileceğiniz ve en önemlisi, size zamanla yarışıp başarının nasıl kazanıldığını göstermiş bir araba olacaktır.
İnsanı hayali bile mutlu eden bu örnekten sonra, aslında kafamda oluşan kavramı rahatça açıklayabildiğimi düşünüyorum. Tabi ki hayatın her zaman bu kadar iyimser olmadığını hatırlatarak, hepimiz için kafamızda karmaşa yaratabilecek bir kaç kısa örneğe de değinmek istiyorum.

Uzunca bir iş arama maratonu sonrasında tam bütün şartları kabul edip, önünüze çıkan ilk fırsatı değerlendirdiğinizde, daha önce başvurduğunuz ve cevap gelmesini beklediğiniz bir firmadan cevap geliyor. İşe kabul edildiğinizi, hemen yarın başlayabileceğinizi söylüyorlar. Siz olsanız bu durumda kararınız ne olur?

Arayış içerisinde olduğunuz bir dönemde hoş bir bay veya bayanla tanışıyorsunuz. Kısa bir flört dönemi sonunda uzun soluklu bir birlikteliğin temellerini atıyorsunuz, bir süre sonra eski kız arkadaşınız beklenmedik bir şekilde hayatınıza tekrar müdahale edip her şeyi rayından çıkarma yolunda ilerliyor. Peki ya bu durumda siz olsanız ne yapardınız?

Neden çözümü olmayan bu iki örneği verdim? Akla gelen ilk soru olduğunu umut ederek, sorunların çözümlerini de hep birlikte üretmemizin içinde bulunduğumuz birtakım kısır döngülere, (ekonomik, politik vs…) bizlere, topluma, insanlığa, kısacası geleceğe, tartışılmaz yararlar sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü ben sizlerden daha deneyimli olduğumu asla düşünmüyorum. Çünkü ben sizlerle ilgili konulara hakim olabileceğimi de düşünmüyorum.
Sizce de örneklerde vermiş olduğum seçenek karmaşalarını bazen tembelliğimizden bazen de karamsarlıktan yaşamıyor muyuz çoğu zaman? Hadi o zaman atın o içinizdeki tembel ve karamsar insanı ve çözüm üretme konusunda bir adım atın. Evet belki klasikleşen fakat Mustafa Kemal’in anlamı çok derin olan bir sözünü hatırlatmak isterim sizlere. “Çaresizseniz, çare sizsiniz!”

Süleyman AKI
25 KASIM 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder